Türk ilaç sektöründe 110 yıldır hayatı iyileştirme hedefiyle faaliyet gösteren Abdi İbrahim, 17 Mayıs Hipertansiyon Günü’nde çok çarpıcı bilgiler ve veriler paylaştı. Son 2 yılda COVID-19 salgınında 6,2 milyona yakın can kaybı yaşanırken, hipertansiyon tek başına yılda 7-9 milyon kişinin ölümüne yol açıyor.
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, 17 Mayıs Hipertansiyon Günü kapsamında, yaptığı açıklamada Türkiye’de erişkin her 3 kişiden 1’inin yüksek tansiyon hastası olduğuna dikkat çekti. Hipertansiyonun görülme sıklığı son derece yüksek olan bir hastalık olduğu belirtilen açıklamada, 140/90 mmHg eşik değer alındığında ülkemizde erişkin nüfusun %31,2’sinin hipertansiyon hastası olduğu vurgulandı. Hipertansiyonun beyin kanaması ya da felce kadar götüren, sinsi seyirli bir hastalık olduğu belirtilirken, açıklamada hastalık ile ilgili önemli bilgiler de paylaşıldı.
Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması gibi genel belirtiler veren; tanısı kolay ancak fark edilmediğinde ölüme yol açabilen hipertansiyon, kalp damar hastalığı, böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, beyin kanamaları ve felç riskini de artırıyor. Erkeklerin yüzde 59’u kadınların ise yüzde 33’ü hipertansiyon hastası olduğunu bilmiyor.
Hastalığın teşhisindeki en önemli adım kan basıncının ölçülmesi. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü’nün paylaştığı bilgilere göre erken hipertansiyon tanısı ve tedavisiyle kalp krizi, beyin kanaması, böbrek yetersizliği, felç geçirme ve görme kaybı riski azalmaktadır. Abdi İbrahim açıklamasında ilginç bir istatistiğe de yer verdi. Hipertansiyonun silik semptomlarından dolayı tanı oranları da düşük oluyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü’nün açıklamasında aktardığı Türk Kardiyoloji Derneğinin verilerine göre her 100 hipertansiyonlu vatandaşımızın 45’i tansiyonunun yüksek olduğunun farkında dahi değil. Bu oran erkeklerde, kadınlara göre çok daha kötü; Türkiye’deki erkelerin %59’u, kadınların ise %33’ü hipertansiyon hastası olduğundan haberdar değil.
Hipertansiyonu tetikleyen faktörler
Hipertansiyonun oluşma sebebi %90-95 oranında belirsiz olmakla birlikte; genetik yatkınlık, obezite, aşırı alkol kullanımı, tuz tüketimi ve ırksal özellikler olarak sıralanıyor. Hipertansiyonun önlenmesi için ise tuz kısıtlaması, sigaranın bırakılması, ilaçların düzenli kullanılması, fazla kilolardan kaçınılması, fiziksel aktivitenin artırılması, alkol ve stresten uzak durulması, doymuş yağlardan kaçınılması, bitkisel besinlerin daha fazla tüketilmesi, yeterli mineral ve vitamin alınması gerekiyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü’nün paylaştığı bilgilere göre hipertansiyon hastalarının yaptığı en büyük hata profesyonellerce hazırlanmış ve reçetelendirilmiş ilaçlar yerine sarımsak, maydanoz, limon gibi bitkilerin tansiyonu düşürdüğüne inanmak, tedavinin ömür boyu süreceğini kabullenmemek, komşu ve yakınlarının ilaçlarını kullanmak, kullanılan ilacı iyi tanımamak, doktora danışmadan ilaç değiştirmek ve bünyelerinin tansiyona dirençli olduğunu sanmaktır. Günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri olan hipertansiyon, rutin sağlık kontrollerinde kolayca teşhis edilmektedir. Kontrolsüz hipertansiyon, kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve diğer organlarda kalıcı ve tamir edilemez hasarlar bırakabilir. Yaşam tarzındaki değişiklikler, her hipertansiyon hastasının ilk basamakta uyması gereken sağlık kurallarıdır.
BSHA( Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)