Hekimler, ‘Meslekten Men’in Önünü Açan 36. Madde’ye tepki gösterdi.
Türkiye deprem ve sel felaketleriyle açılan yaraları sarmaya çalışırken, AKP Hükümeti tarafından 38 Maddelik Torba Yasa Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. Sağlık komisyonunda görüşülmeye açılması beklenen 36. Madde doktorların meslekten men edilmesi konusundaki değişikliklerden ötürü tepkilere neden oldu. Doktorlar bu yasa teklifine imza veren milletvekillerini imzasını çekmeye ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı konuya müdahil olarak yanlıştan dönülmesine ön ayak olmaya davet ettiler. Doktorlar, “Bu teklif yasalaşırsa hekim kalmayacak. Hastalara sizce nasıl tedavi verelim? Allah şifa versin mi diyelim, sakın hasta olmayın mı diyelim?” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın ulaştığı İstanbul Tabip Odası, Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, deprem gündeminin ülkenin genelinde etkin olduğu bu dönemde iktidar milletvekilleri tarafından komisyona sunulan kanun değişikliği teklifi ile ilgili konuştu. Dr. Oruç, sunulan teklifle doktorların ellerinin kollarının bağlandığını, hükümetin sağlık alanında yaşanılan sıkıntıları doktora yüklediğini, yasa teklifinin derhal geri çekilmesini talep ettiklerini aksi takdirde doktorların mesleklerini, işlerini yapamaz hale geleceklerini söyledi.
11.10.2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesine yönelik değişiklik teklifi tartışma konusu oldu. Doktorluk mesleğine ilişkin değişiklikleri içeren yasa teklifi konusunda doktorlar, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi. Bugün ya da yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sağlık Komisyonu’nda görüşmeye açılması beklenen yasa değişikliği teklifi ile ilgili doktorlar sosyal medyada tepkilerini dile getirdi, “SağlıkGaspıMadde23”, ‘663madde23bb’ hashtagleri gündem oldu.
“Bu Teklifin Kanunlaşmasını Kabul Etmemiz İmkansız”
Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın ulaştığı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, deprem gündeminin ülkenin genelinde etkin olduğu bu dönemde iktidar milletvekilleri tarafından komisyona sunulan kanun değişikliği teklifi ile ilgili konuştu. Genel Sekreter Dr. Oruç, “Depremlerin ardından, seçim sürecine girmiş olduğumuz bu ortamda muhtemelen depremle beraber, hem bölgedeki deprem afetine müdahaleyle ilgili sıkıntılar, hem de İstanbul’daki deprem gündemine müdahallikteki sıkıntıları hükümetin, yine sağlık üzerinden, güya vatandaşın lehine bir alan açıp, doktorlar üzerinden oy devşirmeye çalıştığı kanaatindeyiz. Bu boş bir çaba! Bunun böyle olmaması gerekiyor! Bu teklifin kanunlaşmasını kabul etmek imkansız! Kesinlikle geri çekilmesi gerekiyor” dedi.
Doktorlar İşlerini Artık Hiç Yapamaz Duruma Gelir!
Yasa değişikliği teklifinin hekimlik mesleğine yönelik ‘meslekten men edilme’ konusunu 5 alt maddeye bağlıyor ve bu maddeler arasında malpraktis ve sağlıkta şiddet ile ilgili olanlar dikkat çekiyor. Hekimlerin meslek icrasının 15 günden 3 yıla kadar yasaklanması ile ilgili cezayı gerektiren fiil ve haller arasında, ‘Meslek icrası esnasında ölüme veya engelliliğe neden olmaksızın sağlığın kısa süreli ve geçici olarak bozulmasına yol açmak’ maddesi en çok tartışılanlar arasında yer alıyor. Dr. Oruç, sağlıkta hala devam eden sıkıntıları doktorların üzerine yıkma çabasında olunduğunu, hükümetin ‘Biz aslında işimizi iyi yapıyoruz ama doktorlar mevcut uygulamayı iyi uygulayamıyor, engel oluyor” demek için ortaya çıkartılmış olan maddeler silsilesiyle karşı karşıya kaldıklarının altını çizdi.
Malpraktis (Tıbbi Uygulama Hataları) Konusunda Bir Takım Adımlar Atılmıştı
Sağlık hukuku alanının en önemli konu başlıklarından biri olan Malpraktis (tedavi sürecinde tıbbi uygulama hataları) konusunda 23’üncü madde ‘bb’ fıkrasına ilişkin sorumuzu yanıtlayan Oruç şöyle konuştu: “Malpraktis konusunda 2022 yılı nisan ayında bir takım adımlar atılmıştı. Bizler de tabip odaları olarak bu konuda eylemlilik içerisindeydik. Sağlık Bakanlığı; malpraktisle ilgili bir kurul oluşturalacağı, her şikayetin mahkemeye gitmeyeceği, doktorların yargılanmaması gerektiği, bu konudaki şikayetlerin, başvuruların elekten geçer bir hale getirileceği, gerçekten suçluların tazminat ödeyeceği ve yargılanacağı bir sistemin hayata geçirileceği söylenmişti. Ancak uygulamada yine bunlar olmadı, doktorlar hala şikayet edildiğinde direk savcılıkla muhattap oluyor. Akıl dışı tazminatlar isteniyor. Maddenin ucu o kadar açık ki olası bir yan etki görüldüğünde bile meslekten men, tazminatlarla yüz yüze kalacağımız bir maddeyle karşı karşıyayız. Doktorlar olarak bu kez yapmamız gereken işi yapamaz konumuna geleceğiz.”
Doktorlar ile hastalar arasında bir ikilik, anlaşmazlık olmadığına dikkat çeken Dr. Oruç, tıbbi müdahaleler ile ilgili ön görüşmelerde hasta ve doktor arasındaki süreçlere değinerek şunları söyledi: “Bütün müdahaleler yapılmadan, ilaçlar verilmeden önce hastalara doktorlar tarafından her şey anlatılıyor. Hastalarla bizim bu anlamda bir ikiliğimiz yok. Bakanlığın doktorlar ile hastaların arasına bu şekilde girmemesi gerekiyor. Yeter ki bizim aramıza girmesinler.”
Hastaların Lehine Bir Düzenleme Değildir!
Doktorların bu şekilde kanunların gölgesinde tıbbi uygulama yapmalarının mümkün olmadığını söyleyen Dr. Ertuğrul Oruç, tıbbi uygulamanın doğasında komplikasyon, yan etki oluşması ihtimalinin olduğunu, bunu doktorların yapmadığını, bunun bilimsel bir gerçek olduğuna dikkat çekerek, “Bu kanun teklifi eğer komisyondan geçer, mecliste kabul edilirse doktorlar tıbbi müdahale yapmakta çekinik kalacaklardır. Bu düzenleme güya vatandaşların lehine gibi görülüyor, en azından bu niyetle çıkartılmış gibi bir algı yaratılıyor olabilir ancak günün sonunda yine hastalar mağduriyet yaşayacaklardır. Neden çünkü elimizin ayağımızın bağlandığı, aslında müdahale etsek kurtarabileceğimiz, hemen iyileşecek hastalara yönelik işlemlerde çekiniklik olmak zorunda bırakıldığımız bir dönemeçteyiz” şeklinde konuştu.
Doktorun, Sağlık Çalışanının ve Hastaların Mağdur Olduğu Bir Sistem
Kanun teklifinin cc fıkrasında ‘Personele, hastalara ve hasta yakınlarına fiili saldırıda bulunmak’ konusunun da doktorun meslekten men edilmesine gerekçe gösterilmesine ilişkin olarak da yorumda bulunan Dr. Oruç, “Bu maddeyi okuyunca sanki doktorların hastalara fiziksel şiddet uyguladığı bir ortam varmış algısı yaratılıyor ki sağlıkta şiddetle mücadele ettiğimiz bir sistem içerisinde doktorun hastaya, hasta yakınlarına fiziki fiili saldırıda bulunduğu vaka yok denebilecek kadar azdı. Bu maddeyle beraber mahkemelere intikal eden beyaz kodlarda hekimler daha dezavantajlı bir konuma geçecektir. Bu madde hayata geçerse beyaz kodu artırıcı etki göstereceğini düşünüyoruz. Hastalar da doktorlar da sistem mağdurudur. Poliklinikte sıra olmasının sorumlusu doktorlar değillerdir. Bu bir sistem sorunudur. Doktorlar ve sağlık çalışanlarında bir yalnızlık, değersizlik, hastayla yüzyüze kalma hissi vardı şimdi bu olumsuz duygular katlanarak büyüyor. Doktorlar, sağlık çalışanları ve hastaların mağdur olduğu bir sağlık sistemi içerisindeyiz. Sistemin eksikliklerini düzeltecekken mağduriyetler yaratacak adımlar atılıyor” şeklinde açıklamalarına son verdi.
TTB: “Meslekten Men Yetkisi Hiçbir Bürokrata Verilemez”
Torba Yasa Teklifi 36. Madde, 11.10.2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesinde yapılması planlanan değişiklikler ile ilgili Türk Tabipler Birliği (TTB) resmi twitter hesabından açıklamada bulundu. TTB kanun değişikliği tasarısı ile ilgili olarak, yasa teklifindeki en ciddi sorunun komplikasyon, malpraktis ayrımının örtülü biçimde ortadan kaldırılması ve malpraktis kavramının yeniden tanımlanmaya çalışılması olduğuna dikkat çekti. “Yasa ile tanınan ‘meslek etik kurallarını koruma, geliştirme ve hekimleri etik ilkelere göre denetleme’ yetkisinin, Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslekleri Kurulu’na verilmek istenen bu denli muğlak ifadelerle hekimleri meslekten men yetkisi hiçbir bürokrata verilemez!” uyarısında bulunan TTB, teklifin yasalaşması halinde, hayati risk barındıran tıbbi işlemleri yapan hekimlerin sayısının daha da azalacağını; halihazırda meslek onurunun ayaklar altına alınmış olduğunu düşünen hekimlerin, mesleklerinden daha da uzaklaşacağına dikkat çekti. TTB, “Koruyucu sağlık hizmetlerini polikliniğe sıkıştıran, birinci basamak sağlık hizmetlerindeki güvencesizliği derinleştiren, yan dal uzmanlık eğitiminde günü kurtarmaya çabalayan diğer maddeler ise yaraya derman olmak bir yana, telafisi olanaksız zararlar doğuracaktır” açıklaması yaptı. “Teklif yasalaşırsa ciddi sorunlara neden olacaktır!” uyarısında bulunan TTB, “İktidar milletvekilleri tarafından 20 Mart 2023’te TBMM Başkanlığı’na sunulan 2/5006 esas numaralı yasa teklifi, yasalaşması halinde son derece ciddi sorunlara yol açacak maddeler içermekte ‘müjde’ kabilinde sunulmak istenen değişiklikler dahi olumsuzluklar barındırmaktadır. Teklifteki en ciddi sorun, komplikasyon/malpraktis ayrımının örtülü biçimde ortadan kaldırılması ve malpraktis kavramının yeniden tanımlanmaya çalışılmasıdır. Hekimler için meslekten men cezası gerektiren durumlar; belirsiz, muğlak, yoruma açık ifadelerle tanımlanmıştır” dedi. (BSHA- Bilim Sağlık Haber Ajansı)