Kanser tedavisinden başarılı sonuç alınmasında erken teşhis ise son derece önem taşıyor. Ancak toplumda kanser hakkında doğru sanılan bazı hatalı bilgiler hastaların düzenli taramaları aksatmalarına ve hekime geç başvurmalarına neden olabiliyor. Teşhisin geç konulması da kanserin ilerlemesi, dolayısıyla tedaviden etkin sonuç alınamamasıyla sonuçlanabiliyor.
Çağımızın en korkulan hastalığı şüphesiz ki kanser! Dünya genelinde her yıl yaklaşık 18 milyon kişiye kanser tanısı konulurken, ülkemizde de yaklaşık 150 bin kanser olgusu tespit ediliyor. Ölüm nedeni olarak kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanser dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Diğer bir deyişle, her 6 ölümden biri kansere bağlı olarak gelişiyor.
Sigara ile tütün kullanımı, obezite, düşük meyve ve sebze tüketimi, fiziksel aktivite azlığı ve alkol tüketimi kansere yol açan en önemli 5 değiştirilebilir risk faktörlerini oluşturuyor. Prof. Dr. Gökhan Demir, bu etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla her 3 kanser vakasından 1’inin önlenebildiğini belirterek, “Kanser için en önemli risk faktörü ise sigara ve tütün kullanımıdır. Bu ürünlerinin tüketilmemesi sayesinde her 4 kansere bağlı ölümden 1’i engellenebiliyor. Ayrıca kanser nedeniyle oluşan ölümlerin yüzde 25’inden çeşitli enfeksiyon ajanları sorumlu oluyor. Human papilloma virüsü ve Hepatit B virüsüne karşı aşılama yapıldığında yeni gelişecek olan bazı kanser türlerinin önlenmesi mümkün olabiliyor” dedi.
Hiçbir sorunum yok. Neden kanser taraması yaptırayım ki?
Kanser taraması herhangi bir semptomu olmayan sağlıklı bireylerde yapılıyor. Dünyada ve ülkemizde en sık görülen; meme, prostat, akciğer ve kolorektal ile rahim ağzı kanserlerinin tümü için tarama programları mevcut. Düzenli yapılan taramalar sayesinde bu kanserlerden bazıları önlenebilirken, bazıları da erken teşhis edilebiliyor.
Erkeklerde meme kanseri gelişmez!
Batılı toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de her 8-10 kadından 1’i yaşamı boyunca meme kanseri teşhisi alıyor. Prof. Dr. Gökhan Demir, kadınlardan çok daha nadir de olsa meme kanserinin erkeklerde de görüldüğü uyarısında bulunarak, “Erkek meme kanseri tipik olarak kadın meme kanserinden daha ileri aşamalarda teşhis ediliyor. Bunun nedeni ise büyük olasılıkla erkeklerde meme kanseri oluşabileceğine dair farkındalık eksikliği ve rutin tarama muayenelerinin olmamasıdır” dedi.
Hamilelik veya emzirme dönemlerinde meme kanseri gelişmez!
Nispeten nadir görülse de, 30 yaşın altındaki kadınlarda, her 5 meme kanserinden 1’i hamilelikle ilişkili oluyor. Demir, bu hastaların çoğunda BRCA1 veya BRCA2 genlerinde kalıtsal mutasyonlara rastlandığını belirterek, “Ailesinde özellikle birinci dereceden birden fazla akrabasında, yine özellikle genç yaşta meme kanseri tanısı alan biri varsa, genetik geçişli meme ile jinekolojik kanser sendromların da düşünülmesi ve taramaların buna göre planlanması gerekiyor. Örneğin meme kanseri riskini artıran BRCA genleri gibi belirli genlere sahip, meme kanseri riski yüksek olan bazı kadınlar, tarama programlarına 40 yaşından önce başlamalıdırlar” dedi.
Sigarayı yıllar önce bıraktığım için şikayetlerimin nedeni kanser olamaz!
Kansere bağlı ölümlerde ilk sırada yer alan akciğer kanserlerinin yüzde 85-90 gibi oldukça yüksek bir oranı sigaraya bağlı olarak gelişiyor. Demir, “Sigara içmeyenlerde oluşan akciğer kanserlerinin büyük çoğunluğu da çevresel dumana maruz kalmakla ilişkili oluyor. Sigarayı bıraktıktan sonra uzun yıllar akciğer kanseri riski azalmıyor. Dolayısıyla sigara alışkanlığı bir süre önce bırakılmış olsa dahi başta yeni başlayan öksürük olmak üzere nefes darlığı ve kanlı balgam gibi çeşitli yakınmalarda en kısa zamanda doktora başvurmalıdır” dedi. (BSHA- Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)