Birlik Yerel Sendikası Genel Başkanı Reşat Bozat, Nisan ayı enflasyonu verileri ile memur ve emeklilerin enflasyona nasıl yenik düştüğünü kanıtladı.
Bozat, şunları söyledi, “TÜİK in açıkladığı verilere göre Nisan ayında enflasyon % 3,18 arttı. Yıllık enflasyon ise % 69,80 oldu. Bağımsız araştırma şirketi ENAG’a göre ise Nisan ayında enflasyon % 5,02, yıllık enflasyon ise % 124,35 olarak açıklanmıştır. Ocak ayında toplu sözleşme gereği alınan artış sadece % 15 iken, sadece Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarını içeren dört aylık enflasyon TÜİK’e göre % 18,71 olmuş ve alınan artış ilk üç aydan eridiği gibi memur ve emeklileri şimdiden cepten yemeye ve alacaklı konuma gelmiştir”
Enflasyon Farkı Aylık Olarak Maaşları Yansıtılmalı
Altı ayda bir alınan artışlar daha ilk aylardan enflasyon altında kalmakta ve sabit gelirlilerin alım gücü düşmektedir. Altı ay sonra verilen enflasyon farkı geçmiş dönemleri kapsamadığından o ana kadar oluşan farklar sabit gelirlilerin cebinden çıkmaktadır. Öncelikle yıllardır oluşan kayıplar karşılanmalı, sonrasında ise aylık olarak enflasyon kayıpları maaşlara yansıtılmalıdır.
Emekliler Açlığa, Çalışanlar Yoksulluğa Mahkum Edildi
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2024 Nisan ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 17.725 TL’ye, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 57.736 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 22.992 TL’ye yükseldi. Ortalama memur maaşının 33.461 TL olduğu, ortalama emekli sandığı aylığının 15.445 TL olduğu günümüzde memurlar yoksulluk sınırının altında ücretlerle çalışırken emeklileri de açlık sınırının altında ücret almaya devam ediyor. Yıllarını çalışarak bu ülkeye katkı sağlamaya çalışmış emeklilerin AÇLIĞA, maaşın yarıdan fazlası kiraya giden çalışanların YOKSULLUĞA mahkum edilmesi kabul edilemez! Çağrımızı yineliyoruz ve diyoruz ki; En düşük emekli maaşı asgari ücretten, en düşük memur maaşı ise yoksulluk sınırından başlamalıdır.
Çalışanların Vergi Dilimi Yüzde 15’te Sabitlenmeli
Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün yüksek olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır. Memurlar özellikle yılın ikinci yarısında alınan zammı zaten görememekte, yılın ikinci yarısına doğru vergi dilimine girilmektedir. Yani verilen zam zaten kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri için%15’te sabitlenmelidir.
Memur ve Emekliye Refah Payı Şarttır
Yıllardır memur ve emeklilerin almış oldukları artışlar TÜİK enflasyonunun altında kalmış, altı ay sonra enflasyon farkı ile TÜİK verileri kadar artış yapılmıştır. Bu da demek oluyor ki aslında memur ve emeklilerin ücretleri yerinde saymış, hiçbir zam alınamamıştır. Bilinmelidir ki enflasyon kadar artış SIFIR zamdır. Kaldı ki TÜİK enflasyonu kadar yapılan artış ise alım gücünü düşüren eksi zamdır (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)