Sokak hayvanlarının enjeksiyonla öldürülmesi ‘uyutulma’ adıyla kamuoyuna yansımış, bu konuda hazırlık aşamasında olunan yasa teklifi haberleri kamuoyunda büyük rahatsızlığa neden olmuştu. Hayvan hakları dernekleri, sanatçılar, siyasiler, hayvan hakları savunucuları ve pek çok yurttaş konuyla ilgili eylemlilik sürecine dahil oldu. Tasarıda yer alması muhtemel ‘enjeksiyonla öldürme’ konusu iktidarın gündeminden düştü mü konusu merak edilirken, yasa tasarısına dikkat çekmek için İstanbul Yenikapı’da 2 Haziran’da Adalet Mitingi duyurusu yapıldı.
Sokak Hayvanları Uyutulacak mı ?
Sokak Hayvanlarının uyutularak öldürülmesi ile ilgili olarak DW Türkçe’den Kıvanç El’in haberinde, AKP’nin sokak hayvanlarının uyutulması planında geri adım atmasının beklendiğini yazdı. Haberde, Hayvanları Koruma Kanunu’nda düşünülen değişikliklerin yenilenmesinin gündemde olduğu belirtildi. AKP Grup Başkanvekili Yenişehirlioğlu’nun geçen hafta AKP kurmaylarınca duyurulan taslağı sahiplenmediği ve henüz ortada bir taslak bulunmadığını söylediği bilgisine yer verildi. Haberde şu ifadeler yer aldı: “Yenişehirlioğlu, ‘Görüşmelerim, çalışmalarım sürüyor. Herkes ile görüşmelerim sürüyor ve devam edecek. Ortada şu an için bir taslak yok, kesin bir durum yok. CHP ile de görüşüp görüşlerini alacağım, süreç daha devam ediyor. Kesinleşmiş hiçbir durum yok” dedi. “Uyutma düzenlemesinden vazgeçildi denebilir mi?” sorumuza da Yenişehirlioğlu, “Şu an bir düzenleme yok, görüşmeler ve süreç işliyor” yanıtı verdi.’ Yenişehirlioğlu’nun, rapor çalışmalarının 1-2 hafta kadar daha süreceğini ve tespitlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP Meclis Grubu’na sunacağını söyledi.
Tasarıda Ne Gibi Değişiklikler Öngörülüyor ?
Öte yandan tasarıda sona gelindiği bilgisinin yer aldığı bilgisi de kamuoyuyla paylaşılırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da konuyla ilgili kurmaylarına “”Tedbir alalım ama ölçüyü de iyi koruyalım” değerlendirmesi yaptığı öğrenildi. Hazırlanan yeni taslak ile Hayvanları Koruma Kanunu’nda sekiz maddede değişiklik yapılması planlanıyor. Bu değişiklikler arasında kanunun 3. maddesine “sahipsiz sokak hayvanı” tanımının eklenmesi ve 6. maddede “köpeklerin yakalanması ve kısırlaştırılmasıyla” ilgili genel hükümlerin sıralanması yer alıyor. Taslağa göre, vatandaşlar tarafından şikâyet edilen, emniyet veya belediye tarafından bilinen, belirli yerlerde bulunan çeteleşmiş, saldırgan hale gelmiş, anatomik yapısı bozulan ve kuduz riski taşıyan köpekler öncelikli olarak toplanacak. Mahallelerde vatandaşlar tarafından bilinen ve beslenen zararsız köpekler ise kısırlaştırılmak şartıyla sokakta kalmaya devam edecek.
İğneyle Uyutulma Tasarıda Yer Alacak mı ?
Veteriner Hekimler, “Meslek Yeminimize Bağlı Kalacağız, Yaşatacağız!”
İlgili tasarı ile ilgili siyasi otoritenin kendilerine hiç danışmadığını açıklayan Türk Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) konuya sert tepki göstererek şu açıklamayı yapmıştı: “Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) tarafından yapılmıştı. Veteriner hekimler, “Veteriner hekimler olarak bizler, bu yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız. Önerilen bu yöntem, sanıldığının aksine maliyet açısından da avantajlı değildir. Basındaki haberlerden edindiğimiz bilgilere göre, bu taslak daha önceki değişiklikler gibi sahadan ve bilimsellikten uzak, uygulanması mümkün olmayan, toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikler içermektedir ve ülkemize bu alanda bir 20 yıl daha kaybettireceği kaygısını taşımaktayız. 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu öncesinde, sahipsiz hayvanlar maalesef insani olmayan yöntemlerle yok edilmekteydi. Ancak gelişen toplumsal bilinç ve itirazlar sonrası 5199 sayılı kanun çıkarılmış ve her türlü itlaf yasaklanmıştı.”
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Uygulanmadı
Yerel yönetimlerin büyük çoğunluğunun Hayvanları Koruma Kanunu’na uygun hareket etmediği için sahipsiz hayvan popülasyonunun bir sorun haline geldiğine dikkat çeken veteriner hekimler, “5199’a göre yerel yönetimler geçici bakımevi kuracak, sahipsiz hayvanların tedavisi ve rehabilitasyonunu gerçekleştirerek, kısırlaştırıp, aşılayarak yaşadığı bölgeye geri bırakacaktı” dedi. Hekimler, hayvan haklarının ise “seçimden seçime hatırlandığını” belirterek siyasetçileri eleştirdi. Veteriner hekimler, ötanazi yapılmadan önce uygulanacak prosedürlerin kısırlaştırmadan daha maliyetli ve zor olduğunu belirtti. Ayrıca, sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrolüne yönelik aktif bir yöntem olarak da değerlendirilemeyeceğini vurguladılar. TVHB, bu uygulamanın Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda algısını olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, soruna ilişkin çözüm önerilerini şöyle sıralamıştı:
- Büyükşehir belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalıdır.
- Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve Veteriner İşleri Müdürlükleri’nde nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamı sağlanmalıdır.
- Geçici bakımevi kapasitesini karşılar sayıda veteriner hekim, hayvan sağlığı yardımcı personeli ve işçi personel bulunmalıdır. Bu konuda standartlar oluşturulmalıdır. Geçici hayvan bakımevinde çalışan yardımcı personeller hijyen, hayvan davranışları, hayvan refahı ve bakımı, hayvanların tutulması ve yakalanması konusunda eğitim almalıdır.
- İhtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır.
- Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmeli, üretim yapılacaksa ilgili bakanlığın denetimi ve mutlaka veteriner hekimlerin denetimi ve onayıyla yapılmalıdır.
- Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, sahiplenilmesi halinde kimliklendirilmesi ile ilgili zorluklar ortadan kaldırılmalı, her yaştaki hayvan kimliklendirilebilmelidir.
- Çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca bakımevlerinde kalmalıdır.
- Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmelidir.
- Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır.
- Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır. Sahiplendirmenin özendirilmesi, devletin bu konuda destek vermesi, bireysel sahiplenmenin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi sağlanmalıdır.
- Çözüm için başta meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmelidir. (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)