Kahramanmaraş Merkezli depremlerin üzerinden tam bir ay geçti. Depremlerin yaşandığı illerde sağlık hizmetleri sunumu, genel barınma, içme suyu, hijyen konularında son durum hakkında Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) dört ilin tabip odası başkanlarıyla görüştü.
Depremin merkez ili Kahramanmaraş başta olmak üzere diğer illerde de öncelikli sorun barınma alanlarındaki eksiklikler ve hijyen konusu oldu. Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep ve Adana tabip odaları başkanları, salgın riskine dikkat çekerek “Depremzedelerin barınma sorunları kalıcı olarak çözülmelidir, çadır içi soba kullanımlarından kaynaklı karbonmonoksit zehirlenme vakaları artıyor, hijyen konusunda ciddi adımlar atılarak tuvalet, banyo, içme ve kullanım suyu sorunları kesin olarak çözüme kavuşturulmalıdır” dedi.
Yıkım Atıklarının Bertarafı Kurallara Uygun Yapılmalıdır
BSHA’nın görüştüğü dört ilin tabip odası başkanları deprem bölgelerinde insan ve çevre sağlığını tehdit eden bir diğer unsura da dikkat çekti. Başkanlar, büyük yıkımların ve can kayıplarının yaşandığı kentlerde yıkım atıklarının bertarafı konusunda özenli bir çalışma yapılmasına vurguda bulundu. Oda başkanları, “yıkımı gerçekleştirenlerin yüksek koruyucu maske kullanmaları ve yıkım atıklarının insan sağlığını riske atmayacak alanlara atılması zorunludur” diye konuştu.
“Deprem Bölgesindeki Barınma Sorunu İvedi Halledilmeli”
Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli: Depremin üzerinden bir ay geçti. Kahramanmaraş’ta sağlık hizmetleri yönünden Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde normalleşmeye çalışılıyor, poliklinik hizmetlerine başlanması planlanıyor. Üç bina ile hizmet veren Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’nin ana binası Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nin binası kullanılamayacak halde olduğu için boşaltılacak. Yörükselim Ek Hizmet Binası hizmet vermeye başladı. Şu anda poliklinikler de dahil olmak üzere sağlık hizmeti veriliyor. Çocuk hastanesi ek binası da şu anda hizmet vermektedir. Özel hastaneler açısından da hizmet verilmeye yavaş yavaş başlandı. İki özel hastane kullanılamaz durumdaydı. Bu hastanelerin kardeş hastaneleri de hizmet vermeye başladı. Birinci basamakta da aile sağlığı merkezlerinden binaları sağlam olanlar hizmet verme sürecine girdi. Bunun yanında insanların toplu yaşadığı çadırkentlerde şu an birinci basamak hizmetleri veriliyor.
İçme suyu konusunda hala şebeke suyu içilmeye elverişli değildir. İçme suyu sıkıntsı söz konusu, yardımlarda aksama yaşanınca sıkıntı görünür hale geliyor. Barınma ihtiyacı hala tam olarak karşılanamadı. Çadır ihtiyaçları hala var. Bir ay geçmiş olmasına rağmen deprem bölgelerinde öncelikli sorun barınmadır diyebiliriz.
Salgın konusunda en çok korktuğumuz ishal ve benzeri hastalıklardır. Riskleri takip ediyoruz şu ana kadar salgın denilebilecek ciddi bir durumla karşılaşmadık ancak bu salgın yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Çadırkentlerdeki yaşam şartlarının, hijyen koşullarının ve tuvalet imkanlarının acil olarak iyileştirilmesi lazım. Sağlık hizmetlerinde yoğunluk tıkanma yaşanmaması adına, hijyenin ve temiz suyun sağlanması çok önemlidir. Yeni kurulacak yerleşim alanlarında bu konularda eksikliklerin olmaması öncelikli talebimizdir.
Yardımlar konusunda sürdürülebilir olunmalıdır. Deprem bitti bir ay geçti artık hiçbir şey göndermeye gerek yok mantığına asla girilmemelidir. Burada hala ihtiyaçlar var. Ve bu ihtiyaç süreci 1-2 yıl daha devam edecektir kanaatindeyiz.
Enkaz kaldırma çalışmalarında çok dikkatli ve özenli olunması gerekiyor. Hala yakınlarına enkazlardan ulaşmaya çalışan, yakınlarını bulamayan depremzedelerimiz mevcuttur. Enkaz altlarında hala cansız bedenler var.Enkazların bertarafı meselesi çok büyük önem arz ediyor. Yıkım atıklarının doğru yerlere aktarılması, moloz kaldırma çalışmalarında uygun tekniklerin kullanılması da çevre ve insan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
“Deprem Bölgesinde Su Sorunu Alarm Veriyor”
Gaziantep Tabip Odası Prof. Dr. Mehmet Yılmaz: Gaziantep merkezde 1700 civarında acil yıkılacak bina var. 24 tane binanın da 10’dan fazlası çöktü. 6000 orta hasarlı, 53 bin az hasarlı bina var. Şehir genelinde 150 bin normal bina var. Nurdağı’nda 12 bin civarında can kaybımız var. Merkezde 500-600 arasında bir can kaybı miktarı belirtiliyor. İslahiye’de Bakan Bey’in açıkladığı bir rakam var ancak can kaybının 12 binden daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Nurdağı’nda ayakta kalan bir bina yok. Tüm binalar hasarlı ya da yıkık İslahiye’de de durum buna benzer.
Tıbbi malzeme ve sağlık anlamında destekler sunuluyor. Gaziantep Tabip Odası olarak İslahiye ve Nurdağı’nda çalışmalar yürütmekteyiz. Sağlık müdürlüğü bünyesinde de çalışmalar yapılıyor.
Barınma konusunda ciddi adımlar bekliyoruz. Çadırkentlerde geçen hafta karbonmonoksit zehirlenmeleri vakaları görüldü. Çadır içi ısınmalardan kaynaklı olarak zehirlenme vakaları yaşanıyor.
Su problemi önceden yoktu ancak alarm veriyor. Su önümüzdeki günlerde problem olacak gibi duruyor. Şehrin su şebekesi kullanıma uygun ancak içmeye uygun değil. Önümüzdeki günlerde su ciddi bir problem olarak karşımıza çıkabilir.
Sağlık hizmeti sunan insan sayısı giderek azaltıldı. Bakanlıktan gönüllü gelen hekim ve personel sayısında azalma var UMKE ekipleri için de aynı durum geçerlidir. Hijyen, tuvalet, duş problem olmaya devam ediyor.
Salgın açısından uyuz ve bit vaka sayısı çok. Müdürlüğün verdiği ilaçlar var, temin ediliyor ama duş alanları, hijyen koşulları olmadığı için ilaçlarla salgın riskini baskılamak çok uzun vadede mümkün değildir. İslahiye Devlet Hastanesi’nin ayakta kalmış olması bölge için büyük bir şans oldu. Bu hafta Muş, Ağrı, Van, Mardin, Siirt, Şırnak ve Konya’dan gelen hekim arkadaşlar ve sağlık personelleri şehre geldi.
Yıkım Atıkların kaldırılması konusunda ileriye dönük olarak asbest ile ilgili önlem alınması, yıkım atıklarının kaldırılmasında daha özenli hareket edilmesi zorunludur. Enkaz atıklarının kaldırılırken molozların sulanması çok önemli bir uygulamadır. DSÖ’nün de ülkemizde yönetmelikle de belirlenmiş kurallar çerçevesinde bu atıkların bertarafı yapılmalıdır. Yıkım atıklarının usulüne uygun şekilde toplanmasını talep ediyoruz.
“Hastaneleriniz Yıkılıyorsa Sağlık Sistemini Toparlayamazsınız”
Adana Tabip Odası Dr. Selahattin Menteş: Adana depremlerde, Türk Tabipler Birliği tarafından lojistik merkez ilan edildi. Adana’dan diğer deprem bölgelerine destek oluyoruz. Depremin birinci ayına girdik. Saha gezilerimizde gördüğümüz detaylar var. Yıkılması gereken orta hasarlı binalar var. Hala evlerine girmeyen, çadırlarda yaşayan insanlar var. Zaman geçtikçe de yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor.
Temizlik, hijyen konuları sorun olarak hala karşımızda duruyor. Şu an sahada en büyük sorun hala elektrik, suyun, sağlıklı verilememesidir. Toplu yaşamdan kaynaklı ortaya çıkabilecek yeni sorunlara gebeyiz.
Salgın konusunda bu coğrafyada yaklaşık beş yıldır uyuz ve bit gibi sıkıntılarımız vardı. İnatçı uyuzlar vardı ama bu süreçte bu sağlık sorunları katlanarak artıyor. Deprem sonrası kalabalık ortamda yaşamdan kaynaklı hijyen eksiklikleri nedeniyle artışlar yaşanıyor. Hijyene dikkat edilmiyor. Su yok, duş imkanı yok, ortada kanalizasyon diye bir şey yok. Eğer biz bir salgın istemiyorsak, salgın olmamasını istiyorsak sağlık sisteminin bir an önce organize edilmesi lazım. Gerekirse halkın ayağına gezici sağlık hizmetleri oluşturulması lazım. Depremzede hekim ve arkadaşlarımızın dinlendirilerek yeni dinamik takviye güç gönderilmesi lazım.
Hatay’da malesef sağlık sisteminin düzelmediği ve düzelme emarelerinin de görülmediği bir durum var. Devletin Hatay’da hizmet verdiği bir hastanesi hala yok. Aile sağlığı merkezleri kapalı, yok, yıkılmış durumdadır. Bir an önce gelecek kuşakları da kaybetmemek için çocukların aşılanması, gebe takiplerinin yapılması lazım. Bunların bir an önce sağlıklı bir şekilde koordine edilmesi lazım
Sağlık Bakanlığı’ndan beklentimiz şudur. Yorulan sağlık çalışanlarının değiştirilmesi, yeni arkadaşlarla takviye edilmesi, gerekirse gönüllülerin sayısının çoğaltılmalıdır. Adana’dan sağlık çalışanları Hatay’a gidiyorlar ancak yıllık izinlerini kullanıp gidiyorlar. İlaç, reçete yazamıyorlar. Ancak elinizdeki ilaçları verebiliyorsunuz. Taşıma suyla nereye kadar gidilebilir. Bu şekilde bir toparlanma olmaz.
Barınma sıkıntılarının bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Barınma derken oraya bir çadır kurma, buraya bir konteyner kurmak çözüm değildir. Kanalizasyona bağlanan, duş alanlarının olduğu, tuvalet sistemlerinin profesyonelce kurulduğu bir sistem oluşturulmalıdır.
Yıkım atıklarının bertarafı konusunu çok önemsiyoruz. Siz atıklarınızı Asi Nehri’ne atarsanız olmaz! Çevreye zarar vermiş olursunuz dolayısıyla tarıma zarar verirsiniz. Bu kez tarımda sıkıntı başlar. İlk günden bu yana iyileşme ve toparlanmalar var ancak bunların daha ciddi bir şekilde koordine edilerek yapılması gerekmektedir.
Osmaniye’de de 800’lere varan bir can kaybımız var. Çok fazla yıkılan yer var ama en azından Osmaniye ve Adana gibi yerlerde devletin sağlık tesisleri, hastaneleri ayakta kaldı. Bu çok önemli bir şey. Biz hastanelerimizi gerçekten yıkılmayacak şekilde yapmak zorundayız. Eğer sizin hastaneleriniz yıkılıyorsa sağlık sistemini toparlayamazsınız.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin orta hasarlı olması Adana’nın sağlık sistemini etkiledi. Bir an önce artık organize bir şekilde sorunların kamu eliyle çözülmesi, insanlara sağlıklı, su, elektrik ve barınma olanağının sağlanması gerekmektedir.
“Deprem Bölgesinde Bir Tane Devlet Hastanemiz Kaldı!”
Hatay Tabip Odası Dr. Sevdar Yılmaz: Sağlık tesisleri anlamında Hatay’da 15 kamu hastanesinden sadece aktif olarak 1 tanesinde şu anda hizmet veriliyor. Ameliyat, yoğun bakım, diyaliz hizmetlerinde 1 tane hastane var. Geriye kalan diğer hastaneler işlevsiz durumda. Dörtyol Devlet Hastanesi Hatay’da tek ayakta kalan ve hizmet verilen hastanedir. Ancak Hatay Dörtyol Hastanesi’nde de çok fazla eksiklikler var. Giderilmesini talep ediyoruz. Ayakta kalan tek hastane olması nedeniyle yaptığımız Dörtyol Devlet Hastanesi’nde incelemelerde bulunduk.
Temiz su ihtiyacının sürekliliğinin sağlanması, içme suyu ve kullanma suyunun da ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Tuvalet, banyo ihtiyacının kaliteli, hijyen şartlarına uygun ve yeterli sayıda hızla halledilmesini talep ediyoruz.
Su sorunu haftasonu sosyal medyada gündem oldu. Valilik sorunun sosyal medyada paylaşanlara işlem yapılacağı konusunda uyardı. Halbuki bu yaşanan bir sorundu dile getirilir getirilmez birçok yerden de su getirilmeye başlandı. İlk günlerde sokak başlarında yüzlerce, binlerce su vardı. Ancak zaman geçtikçe, yardımlar da kesilmeler olunca sorunlar kaybolmuyor, gün yüzüne çıkıyor. AFAD’ın bu işe el atması ve su sorununun sürdürülebilir bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Taşıma suyla değirmen dönmez.
Şebeke sularının kullanılabilir hale getirilmesi için çok hızlı bir onarımdan geçirilmesi gerekmektedir. Yoksa uzak yerlerden tankerlerle su getirilmesiyle bu sorun çözülemez. Kimyasal, biyolojik analizler yapılıyor hem TTB hem de Sağlık Müdürlüğü tarafından ancak sorunun ivedilikle çözülmesini talep ediyoruz.
Salgın var diyemeyiz ancak bu olmayacağı anlamına da gelmiyor. Tüm kötü hijyen koşullarına rağmen ilaçlarla baskılanan bir salgın durumu var. Türk tabipler odası olarak psikiyatri kliniği de kurduk. Bu tür durumlarda yakın kaybından dolayı ciddi travmalar yaşayıp intihar eden kişiler de olabiliyor. Ruhsal açıdan da psikiyatri poliklinikleri köyler de gittiler.
Sağlık Bakanlığı kendi bünyesinde çalışan personelleri sahada görevlendirdi. Ancak biz TTB ve Hatay Tabip Odası olarak depremin ikinci gününden itibaren ekipler oluşturduk. Araçlar kiralandı ve bu araçlarla doktor, hemşire, psikologlardan oluşturulan ekiplerle köylere ulaşarak, her gün gidip ilaç desteği verdik.
Kronik hastalıklara sahip kişilerin ilaca erişimleri konusunda da ciddi çalışmalar gerçekleştirdik. Türkiye Eczaneler Birliği sahra eczaneleri açarak, ücretsiz ilaç temini sağladı. Çok önemli bir çalışmaydı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gönüllü eczacılar bölgede hemen yer alarak ücretsiz eczaneler kurdular. Şu ana kadar 170 köye ulaştık. Sağlık Bakanlığı ikinci üçüncü haftadan sonra sahaya indi.
Enkaz kaldırma çalışmaları hızlı bir şekilde yapılıyor. Asbest riskine karşı maske takılması zorunludur. Akciğer kanseri vakalarının artmaması için, farkındalık yaratmak için 750 tane maske de dağıttık. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)